Evliya Menkıbeleri (Nefahatül Üns Tercümesi) – Molla Camii
Bu kitap, hakikat erbâblarının yüksek makamlarını ve yüce kerametlerini içermektedir. Yüksek manevi şahsiyetlerin menkıbeleri konusunda basiretli bir sarraf olarak fazilet sahiplerinin eserlerini bir araya getiren Mevlâna Abdurrahman b. Ahmed Câmi’yi Allah yüce lütfu ile rahmetine nail eylesin.
Kendi lisanı olan Farsça ifade ile bu eseri temize çekmiş ve bu konuda şöyle demiştir: “Âlim ve arif Şeyh İmam Abdurrahman b. Muhammed Süllemi Nişabüri, dinin manevi büyükleri ve yakin ehlinin âlimleri olan zahir ve bâtın ilimlerini kendilerinde toplamış, şeyhlerin tutmuş oldukları yolu ve hayat tarzlarını beyan için bir kitap telif etmiş ve buna da Tabakât-ı Süfiye ismini vermişti. Nefahatül Üns (Evliya Menkıbeleri) isimli bu kitabı beş tabaka üzerine (ve sufileri beş sınıfa ayırarak) tertip etmiştir. Her tabakayı, kendilerinden velayet nurları ve hidayet eserleri zuhur eden ve aynı zamanda ya da birbirine yakın zamanlarda yaşamış olan sufilerden meydana getirmiştir.
Bu tabakaları teşkil eden her sınıfla görüşmek için mürit ve muhipler (sevenler) sefer yapmış, onları ziyaret için seyahate çıkmış ve kendilerine müracaatta bulunmuşlardır. Her tabaka ve sınıfta, şeyhlerden, sufiler zümresine mensup olan imam ve âlimlerden yirmi şahsı zikretmiştir.
Makam ve vakit elverdiğince onların hikmetli sözlerinden, övülen hal ve hareketlerinden tarikata, ilme, manevi hâle ve yaşantılarına delâlet eden eserlerini (ve güzel sözlerini) beyan etmiştir. Bidatın kökünü kazıyan, sünnete sahip çıkan ve herkesin mercii olan Şeyhülislâm Ebü İsmail Abdullah b. Muhammed Ansâri Herevi hazretleri sohbet meclislerinde, vaaz ve nasihat toplantılarında o güzel sözleri ve manevi halleri yazdırmışlardır. O kitaba alınmamış bazı şeyhlerin güzel sözlerini, kendisinin buluşlarını ve zevk hallerini zikredip kitabı oldukça geniş tutmuştur.
Şeyhulislâm 4 hazretlerinin mürit ve sevenlerinden birisi, Şeyh 4 hazretlerinin ilâve ettiklerini yazı ile tespit etmiş ve bu suretle sufilerin tarikat hallerindeki hakikatleri, bu taifenin latifelerindeki incelikleri ihtiva eden güzel ve mübarek bir eser çıkarmıştır. Fakat bu eser o dönemde yaygın bir şekilde konuşulan eski Herat dili ile telif edilmiştir. Eseri yazıp çoğaltanların istemeden yaptıkları yanlışları, tahrif istemeden yaptıkları değişikliler ve hatalarıyla kitap başka bir yöne gitmişti. Bu kitabın birçok yerinde kast olunan manayı kolaylıkla anlamak oldukça zordu. Ayrıca eski şeyhlerden bir kısmının hal tercümelerinin anlatılmasıyla yetinilmiştir. Bundan dolayı bazıları eserde yer almamış, Şeyhülislamın döneminde ya da ondan sonraki dönemde yaşamış olan mutasavvıflar o esere girememişti.












Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.